Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Ali Koç'la gireceği seçim öncesinde FANATİK'ten Zafer Büyükavcı'nın sorularını yanıtladı. İşte Yıldırım'ın birbirinden çarpıcı açıklamaları...
Aziz Yıldırım'dan Ali Koç'a çağrı: 'Varsa benim üzerime düşen bir şey...'
-Dile kolay; 20 yılı aşkın süredir Fenerbahçe Başkanısınız. Yorulmadınız mı?
Hayır; Hiç yorgun değilim... Aksine, ilk günkü gibi heyecanlıyım. Daha bitmemiş görevler olduğunu düşünüyorum. Bir insan ancak hayatının sonuna geldiğinde yorgun olmalı. Biz daha genciz Zafer bey...
-Bir dönem kendinizden sonraki başkan olarak Ali Koç’un ismini vermiştiniz ve şimdi Ali Bey ile yarış halindesiniz. Birkaç gün önce de Ali Bey’in adaylığı ile ilgili değil ama zamanlamayla ilgili sorun olduğunu söylediniz. Sorun Yargıtay mı?
Evet... Sorun, Yargıtay’dan henüz karar çıkmaması. Yoksa, Fenerbahçe’de başkan adayı olmanız için tüzükte şartlar yazılıdır. Bu şartları yerine getiren herkes, istediği zaman başkanlığa aday olabilir. 34 bin üyemiz var. Bu üyelerin hepsi zaten Fenerbahçe’nin doğal başkan adayıdır.
‘Gerçek ortada: Kumpas...’
-Yargıtay’dan neden çıkmıyor karar? Devlet büyükleri ile bir görüşmeniz oldu mu?
Dava, adalet mekanizması içinde yürüdüğü için devlet büyüklerinin buraya müdahil olması gibi bir durum yok. Bu süreçte incelemeler yapılıyor. Ülke şartları gereği yargının geç yürümesi de söz konusu. İnşallah kısa süre içinde bitecektir. Yargıtay, Türk Adaleti’nde son mercii... O mercinin, mahkemenin verdiği kararı onaylaması gerekir.
-Mahkemenin verdiği son karara göre aklandınız. Yargıtay’dan aksi bir karar çıkma ihtimali var mı?
Yargıtay, mahkeme kararını onaylamazsa, yeniden yargılama gibi bir durum ortaya çıkacak. Bakın; Türkiye’de herkes artık şu gerçeği biliyor: Hepimize kumpas kuruldu. FETÖ örgütü, Devlet’in içine sızmıştı. Bunlar gerçek. Ümidimiz; Yargıtay’ın, mahkeme kararını tasdik etmesidir.
‘O çocukların hakkı için...’
-Cezaevindeyken bir seçime girdiniz, oyların tamamını aldınız. Çıktıktan sonra bir seçime daha girdiniz, ciddi bir muhalefet çalışması olduğu söylenen bir seçimdi bu... Yine açık ara seçildiniz. Şimdi, Ali Koç ile yarış halindesiniz. Sizce nasıl geçecek?
Şu an ‘seçimin neticesi bu olur’ demek doğru değil. Ali Bey ve ekibinin de, benim ve arkadaşlarım kadar şansı var elbette. Ümit ediyorum ki, kongre üyeleri bize teveccüh göstererek, 3 yıl daha göreve devam etmemizi sağlayacaklardır. Çünkü Fenerbahçe’de bir ‘hikaye’ yaşandı. 3 Temmuz, asla unutulmaması gereken bir ‘hikaye’dir. Büyük bir acıyla başlayan ve en nihayetinde hepimizin mutlu olduğu bir sonla noktalanan bir ‘hikaye...’ Çocuklarımız okullara gittiğinde, diğer takımları tutan çocuklar tarafından ‘şikeci’ diye suçlandılar. Sadece çocuklar değil; bütün Fenerbahçeliler bu haksızlıkları yaşadı. 2011 ve 2012 yıllarını böyle yaşadık. Ta ki, yeniden yargılama başlayıncaya kadar. Sonra bambaşka bir sürece girdik. Bunları yaşayanlar; bu ‘hikaye’nin baş aktörleri ben ve benimle birlikte suçsuz yere hapis yatan 63 kişidir.. Ve bu insanların çoğu Fenerbahçe Kongre Üyesi’dir, Fenerbahçe Yönetimi’ndedir, Fenerbahçeliler’dir.
Yargıtay’ın beraat kararıyla beraber yepyeni bir mücadeleye başlanması gerekiyor çünkü. Fenerbahçe’nin haklarını istemek için yapılacak bu mücadele... Biz, bu nedenle 3 yıl daha burada olmak istiyoruz. Çünkü bireylere ve bazı kurumlara davaların açılması gerekiyor. Yeniden bir mahkeme sürecinin yürütülmesi, bu davaların açılması da; işte o günleri yaşayan bizler tarafından yapılmalıdır. Elbette başkaları da bu davaları açabilir, bu işin takipçisi olabilir. Fakat o acı dolu günleri kendileri yaşamadıkları için, belirli bir sürenin ardından bir bıkkınlık söz konusu olabilir. Hatta bu bıkkınlık, geri adım atmalarına bile neden olabilir. Fakat Aziz Yıldırım ve arkadaşları hiçbir zaman geri adım atmadı. Bundan sonra da atmayacak. Fenerbahçe’nin haklarını alabilmek için gereken mücadele ne ise yaparız. Bizim tek arzumuz şu; Kongrede seçilerek bu dava, mahkeme, hak arama sürecini başlatmak. Ondan sonra da gelecek kim olursa başkan ve yönetim olarak, bu davaların temiz sonuçlarıyla kulübümüzü onlara teslim etmek. Tek derdimiz, arzumuz bu.
‘Güçlü değil ama FETÖ halâ var’
-Halen FETÖ’nün varlığı konuşuluyor. Bu örgütün, halâ Fenerbahçe Kulübü’nün üzerinde girişimleri var mı, baskısını hissediyor musunuz?
Bu konuyu sadece Fenerbahçe üzerinden yorumlarsak hata ederiz. Bu ülke üzerinde yapılan bir baskı vardı. Bakın, halâ her gün televizyonlarda alt yazılar geçiyor: Şu kurumdan bu kadar adam FETÖ üyeliğinden gözaltına alındı diye... Mahkemeler sürüyor. Meslekten ihraçlar sürüyor. Biz de kulüpten ihraçlar yaptık, Devlet’in verdiği listelere göre. Halâ varlar mı, yoklar mı; bu Devlet’in bileceği bir iş. Devletimiz inceler, bize bilgi verirse, biz de gerekeni yaparız.
-“Ne şikesi! Memleket elden gidiyor” derken; 15 Temmuz’la son bulan bu süreci mi öngörmüştünüz?
Tam olarak 15 Temmuz meselesi değildi. O sözü söylediğim dönemlerde; FETÖ’nün Türkiye’de her yerde güçlü olduğunu, Dünya’da da belirli bölgelerde güçlü olduğunu biliyorduk. Hatta cezaevinden çıktıktan sonra yaptığım yurtdışı seyahatlerimde de bu gerçeği hem hissettim hem de üzülerek gördüm. Terör örgütünün yaptığı algı operasyonlarını tespit ettim. Benim sözüm; Türkiye’de her kuruma bu terör örgütünün sızdığını vurgulamak içindi. Bugün “Türkiye tamamen bu örgütten temizlendi mi” diye sorarsanız, vereceğim yanıt bellidir: Hayır. FETÖ, o dönemlerdeki kadar güçlü olmasa bile, halen çeşitli kurumlarda varlığını sürdürmektedir.
‘3 Temmuz ruhu çok önemli’
-15 Temmuz kalkışması ve ardından FETÖ’ye büyük darbe vurulmasında; Fenerbahçe camiasının 3 Temmuz sonrası direnişinin ne kadar katkısı oldu sizce?
3 Temmuz ruhu önemli... Fenerbahçe camiası olarak büyük bir direniş gösterdik. Bu direnişi gösterirken de hep haklılığımızı vurguladık. Fenerbahçe taraftarı sokaklara çıktığında; haksız bir davanın peşinden yürümedi. Bizlere inandılar. Bizlerin o dönemki söylemlerimiz, Fenerbahçe camiasında karşılık buldu. Bir sivil toplum örgütünün yapması gereken neyse, onu yaptılar. Tabii bu durum, 15 Temmuz’a gelindiği zaman etkili oldu. Fenerbahçe’nin direnişi; halkımız üzerinde de pozitif yönde bir olgu oluşturdu. 15 Temmuz’a gelindiği zaman da halkımız; bizim direnişimizin yarattığı olumlu reaksiyon ile sokaklara çıktı. Rejimin elden gitmesini önledi. O gece o kalkışma başarılı olsaydı eğer, Türkiye’de rejim değişecekti. Fenerbahçe direnişinin olumlu yönde bir rolü var, bu kalkışmaya karşı gösterilen reaksiyonda. Fakat her şey bizim sayemizde denilemez elbette. Halkımız, rejimine sahip çıkmıştır o gece. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı dilerim. Gazilerimize de acil şifalar diler ve sonsuz teşekkür ederim.
‘2021’den sonra sadece taraftarım’
-Sözlerinizde hep, bu seçimden sonra yokmuşsunuz gibi konuşuyorsunuz. Aziz Yıldırım son kez mi aday?
Evet, bu son seçimim, son dönemim. Daha önce de söyledim: Ben bir daha aday olmayacağım. 20 sene acısıyla, tatlısıyla her şeyi yaşadım. Bir insanın hayatında düşebileceği en kötü yer olan hapishaneye girdim. Fenerbahçe için yattım. Müteahhitlik yaptığım için beni hapse atmadılar. Fenerbahçe gibi güçlü bir camianın başkanı olduğum için hapse girdim. Çünkü FETÖ’nün hedefi, bütün güçlü kurumları ele geçirmekti. Bunlardan biri de Fenerbahçe’ydi. Ben o zaman Kulüpler Birliği Başkanı’ydım, güçlüydüm. 150 Milyon Dolar olan ihaleyi, 450 Milyon’a çıkarmıştık. Bu da bir güçtü. Bir çok kurumu ele geçiren, FETÖ bu operasyonu yaptı. Toplamda yıllık 6-7 Milyar Dolarlar’a ulaşan bu büyük pastadan pay almak için Fenerbahçe üzerinden Türk Futbolu’na operasyon yapıldı. Hadise buydu. FETÖ’nün bu arzusu devam etmektedir. Ben bir dönem daha istiyorum. Sonrasında kim yönetici kim başkan olur, bilemem! Çünkü ben bir taraftar olacağım sonra. Tribüne gideceğim, maç izleyeceğim. Fenerbahçe kazanacak, mutlu olacağım. Fenerbahçe kaybedecek, üzüleceğim. Benden sonra gelecek hiç bir yönetimi rahatsız falan da etmem yani. Karışmam işlerine.
"Metris’te yemeği bile kontrollü yedik!"
Hapishanede 1 sene yattım. Tek başına bir odada 1 yıl. Kolay değil. Her yemeği yiyemedim. Hastayım malum. Kantinden konserve alıyorduk. Bir de arada sırada dışarıdan tavuk getiriyorlardı. Bir de kontrol kısmı vardı. Ne olur ne olmaz diye yemeği bile kontrol ederek yiyorduk. Her şeyi anlatamıyor insan.
Başkanlık sonrası zengin olacağım!
-Başkanlık sonrası ne yapacaksınız?
İş hayatıma döneceğim. Çok iş alacağım, zengin olacağım! Fenerbahçe için günde 20 saat çalıştığım dönemler oldu. Ben ve arkadaşlarım, hep birlikte hep iyi işler yapmaya çalıştık. Doğrularımız da vardır, yanlışlarımız da. Fakat doğrularımız her zaman bir fazladır. Hayali işler yapmadık. Fenerbahçe hep kazanacak.
‘Kulübün kapısında bekçi olurum’
-Ya “Size ihtiyacımız var. Dön” derlerse?
Her babayiğit 20 sene bu kulüpte başkanlık yapamaz, zordur. Ben zor günlerin adamıydım. Zor günlerde başkanlık yaptım. Bakın, 2011’de ben başkan olmasaydım, Fenerbahçe başka yerlere giderdi. Biz teslim etmedik bu kulübü. Lütfen bütün taraftarlar bunu iyi bilsin. Biz hapiste yatmayı göze aldık, ama Fenerbahçe’yi teslim etmedik o karanlık güçlere. Çünkü Fenerbahçe, Fenerbahçeliler’indir. Ben bıraktıktan sonra, “Fenerbahçe’nin sana ihtiyacı var. Dön” derlerse... Kapıda bekçisi olurum Fenerbahçe’nin, ama bir daha başkanlık yapmam. Çünkü çok zor bir konum bu. Hem madden hem manen zor. Şampiyon oluyorsun, bir gün mutlusun. Ertesi gün başlıyor yoğunluk... Para bulacaksın, transfer yapacaksın. Yalnız futbol değil ki! Basketbolun bütçesi de 30 milyon Euro. Bütçede 15 milyon Euro geliriniz var, 15 milyon Euro açık. Bulacaksınız. Herkese böyle krediler vermez bankalar... Gidip imza atacaksınız, aileniz imza atacak. O nedenle ben son kez adayım diyorum. Bir daha aday olmayacağım ve hiç bir şekilde yönetimde yer almayacağım. Ama dediğim gibi; bana ihtiyaç duyulursa, bekçisi de olurum kapıcısı da olurum Fenerbahçe’nin. Benim Fenerbahçe sevdam başka.
‘Döviz konusunda ortak hareket şart’
-Euro, Dolar sürekli artıyor. Kontratlar dövize endeksli. B Planınız var mı?
Bizim sadece Fenerbahçe olarak tek başımıza bir planlama yapma şansımız yok. Ancak Devlet, Spor Bakanlığı, Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği’nin ortak bir noktada buluşmasıyla çözüme varılabilecek bir konu bu.
‘O gün imzayı atanlar bugün itiraz edemez’
-Yayın ihalesinde kur 3.36’dan sabitlenmişti. Sadece siz karşı çıkmıştınız. Şimdi sizi arayanlar var mı?
Yok... O zaman hepsi razıydı. Anlaşmayı bir tek biz imzalamadık. İmzaladıklarına göre itiraz edecekleri bir şey yok! Haklı değiller.
-Sizin itiraz hakkınız var mı?
Hukukçular ile konuşmak lazım. Seçim sonrası bakarız.
‘Kenan Evren Lisesi 1 ay sonra netleşir’
-Kenan Evren Lisesi’nde son durum ne?
Biz üzerimize düşen her şeyi yaptık. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, bizim burası için ne kadar harcadığımızı tespit etmeye çalışıyor şu an. Sonra lisenin piyasa değeri ölçülecek. Ardından masaya oturacağız. Ya eski protokol devam edecek ya da burayı satın almak için girişimde bulunacağız. Bu da kongreden sonra 1 ay içerisinde netleşir.
‘Artık amatör şubeler çok daha rahat’
-Amatör şubeler için çok uğraştınız ve sonuçta Devlet desteği çıktı.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanımız’a, Spor Bakanımız’a, Maliye Bakanımız’a ve Meclis’ten geçmesini sağlayan milletvekillerine teşekkür ediyoruz. 15 yıl uğraştım. Bir ay önce Sayın Cumhurbaşkanı imzaladı ve 1 Haziran’dan itibaren geçerli. Kulüpler artık profesyonel sporcular için yatırdıkları vergiden, yaptıkları amatör harcamaları düşecek. Amatörlerdeki giderin yaklaşık yüzde 80’i böylece karşılanacak.
Euroleague zaferi bir tesadüf değil
-Fenerbahçe şampiyonluğa oynar. İkincilik başarı değildir” dediniz. Bu sene ligde, kupada ve Euroleague’de ikinci oldunuz. Bu ikincilikler başarısızlık mı?
Aslına bakarsanız elbette bir başarı hikayesi tüm bunlar... Euroleague’de 4 sene arka arkaya Final- Four’a kalıyorsunuz. Ve 1., 2. oluyorsunuz. Oradaki temel hedef, Final-Four’dur aslında. Yani Final- Four’a giden her takım başarılıdır. Fakat bizim yapımız gereği, 1. olamıyorsanız bu bir kayıp olarak görülüyor. Ben yine söylüyorum; Fenerbahçe hiç bir yarışın başında, ikinciliği kabul etmez. Hedefi her kulvarda her zaman birinci olmaktır.
-"Galatasaray'ın UEFA Şampiyonluğu tesadüf” demiştiniz. Fenerbahçe’nin Euroleague Şampiyonluğu da bir tesadüf mü?
Euroleague Şampiyonluğumuz bir tesadüf değil. Bakın, bizim takımın bir bütçesi var, bu belli. Bir teknik heyeti var, bu belli. Bir sporcu grubu var, birkaç değişimle yoluna devam ediyor, bu da belli. Bunun sonucunda 4 yıldır Final-Four’dayız. Finallere kalıyoruz. Şampiyon oluyoruz. Bu yapılanma devam ettiği sürece, Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı hep buralarda olacaktır. Bu durumda tesadüften bahsedilemez.
Adnan Bey, o mektubu hatırlıyor musun?
-Adnan Polat, “Beni en mutlu eden sezon 8. olduğumuz sezondu” dedi, 2010-2011’e göndermede bulundu. Sizi en mutlu eden sezon hangisi?
Ben, Fenerbahçe Başkanı olduğum her gün mutluydum, gururluydum. Ayrım yapamam, ama Adnan Bey’e de bir mesajım var. Adnan Bey; biz 2011’de yargılanırken, Bülent Tulun’un yazdığı bir mektup ortaya çıktı. FETÖ’cü savcı Mehmet Berk, o mektubu iptal etti, soruşturma açmadan kapattı. O soruşturma açılsaydı... Denizli’ye giden paraların, oraya nasıl gönderildiği yazılıyordu mektupta. Onlar anlatırlardı, ama FETÖ’cü savcı Mehmet Berk onun üstünü örttü. Onun için o sezon ya da ondan önceki sezonlar için Galatasaraylılar ‘biz temiziz’ diye ortaya çıkmasınlar. Ben hep söyledim, içeride de söyledim, mahkemelerde de söyledim: Biz Fenerbahçe olarak hepsinden daha temiziz. Bu böyle bilinsin.
Biz, FFP’de sona geldik. Rakipler şimdi başlıyor
-Finansal Fair Play (FFP) konusunda gelinen nokta nedir?
Anlaşmaya harfiyen uyduk. UEFA ile aramızda problem yok. Ligde ikinci olduğumuz için gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’nde ön elemeler oynayacağız. Biz; 30, 20, 10 ve en nihayetinde de ‘gelir-gider’in dengelenmesi şeklinde 4 yıllık bir anlaşma yapmıştık. Üçüncü- yılın sonunda, tüm şartları yerine getirdik. Biz kurallara uyarken,rakiplerimiz bazen bu bütçelerin dışında hareket etti. Bazı küçük oyunlarla, ki bunları UEFA da biliyor aslında. İki takım mesela, geçtiğimiz yıl çok yüksek rakamlı Transferler yaptı. Fakat göstermediler bunları. Yeni dönemde, bu anlaşmaları imzalayacakları için kurallara uyacaklar ve öyle transferler yapamayacaklar. Bütçelerini düşürmek zorundalar. Dolayısıyla da oyuncu kaliteleri doğal olarak aşağıya inecek. Fenerbahçe en avantajlı kulüp şu an. Çünkü bu kadroyu aynen tutabilme ve gidenlerin yerine yenilerini alabilme şansına sahibiz. Yani Fenerbahçe maddi anlamda tüm rakiplerinden daha önde artık. Bu nedenle de şampiyonluğun en iddialı takımıyız.
-Acıbadem ile yaptığınız anlaşmanın en önemli nedeni FFP miydi?
FFP kriterlerine de destek olacak bir anlaşmaydı o... Bu anlaşmayla, gelirler hanesinde eksik olan bir kalemi, tamamlamış olduk.
-Fenerbahçe bu sezon dış saha puan cetvelinde 35 puanla lider. Galatasaray 26 puan toplamış. İç sahada Galatasaray 49 puan alırken; Fenerbahçe 37’d e kalmış. Yani Fenerbahçe şampiyonluğu; Kadıköy'de kaybetmiş. Tribünler neden boş? Yeniden nasıl dolacak?
Belki içeride iyi oynamadığımızdan dolayı, herkesin futbol yorumu ile teknik heyetimizin futbol yorumu çakışmadığı için tribüne gelmeyenler varolabilir. Tribünlere daha fazla taraftarımızın gelmesi için daha mücadeleci, içeride daha çok maç kazanan, bu hüviyette olan bir takım yaratacağız. Biz bu takımı yaratırız, taraftarımız da yeniden tribünleri doldurur. Şunu da eklemeliyim; bizde spor kültürü yok. Takım tutma olgusu yanlış değerlendiriliyor. Takım iyiyken, taraftar takımıyla bütünleşiyor. İyi olmadığı zaman ise taraftar takıma küsüyor, gelmiyor. Bu algı, yanlış... Hatırlayın, Dortmund küme düşmenin eşiğine gelmişti bir dönem. Fakat tribünlerinde 80 bin kişi vardı. İyi günde de kötü günde de takımımıza sahip çıkmalıyız hep birlikte.
‘Yıldırım penaltıyı çalsa şampiyonduk’
-Futbol takımı 4 senenin ardından bir sezonu kupa alamadan kapattı. Taraftar haklı olarak şampiyonluklar görmek istiyor.
Taraftar her zaman haklıdır. Önümüzde bir seçim var. Biz devam edersek, bu takıma takviyeler yapacağız elbette. Yine ve çok daha iddialı bir şekilde şampiyonluğa oynayacak bir takım kuracağız.
-Aykut Kocaman, “Takviye yapılmasa bile bu kadro, 80’li puanları görebilecek kapasitede” demişti. Bu takıma inanan Kocaman ile devam edecek misiniz?
Aykut Kocaman, iki adayın da önünü açmak için bırakacağını ifade etti. Şık bir davranış bu. Şu ana kadar oturup konuşmadık. Bu hafta içi konuşacağım. Kongreden sonra da eğer biz seçilirsek, yeniden oturacağız masaya... Bizler düşüncelerimizi anlatacağız, Aykut hoca da kendi düşüncelerini ortaya koyacak. Ortak bir noktada buluşursak, ona göre hareket ederiz.
-Aykut hoca sık sık hakem hatalarından bahsetti. Siz hiç konuşmadınız. Neden? Bir politika mıydı bu?
Hayır. Bir strateji değildi. Biz yönetimde bir karar aldık, idareciler bu cezaları kendi ceplerinden ödüyor. Her konuşmamızda ceza kesiyorlar. Tahkim’e gidiyoruz, haklı-haksız bakmıyor, onaylıyor. Hatta bir tanesinde bizim hukukçular bir metin kaleme almışlar. Ben hastaydım, evde yatıyordum. Ceza verdiler. Bir Adana maçından sonra konuşma yaptım.
Sporun gelişmesi için ne yapmamız gerekir diye. Çok nazik bir konuşmaydı, yine ceza yedim. Ceza yemekten bıktım! Fakat yeri gelmişken söyleyeyim: Geçen sene hakemler çok hata yaptı. Bizim maçların çoğunda aleyhimize hakem hatası vardı. Mesela Galatasaray derbisi... İki penaltımız verilmedi. Bülent Yıldırım onları çalsa, bugün şampiyon Fenerbahçe’ydi. Aykut hoca buna isyan etti.
‘Yaptıklarım her zaman bir fazladır’
-Sahalardan sandığa dönelim yeniden. 20 yılın özetini yapsanız...
Ali Bey, Bodrum’da ‘yapmadıklarımı da gündeme taşıyacaklarını’ söylemiş. 20 yılda benim yaptıklarım, ne kadar negatif düşünürseniz düşünün, yapmadıklarımdan hep bir fazladır. Neler yaptığımı herhalde biliyorlar Fenerbahçe’ye.
-Ali Bey’in bir sözü daha var; sizin tarafınızdan FETÖ’cülükle suçlandığı yönünde...
Ben kimseyi FETÖ’cülükle suçlamam. Bunun için elimde bilgi-belge olması gerekir. Ben öyle bir şey söylemedim, söylemem de. Bana göre FETÖ’cü değil zaten. Bu şikayet edenler nerelere müracaat edecekse, oralara başvurmalı Ali Bey. Varsa benim üzerime düşen bir şey, ben de yardımcı olurum.
'Daracağında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe'
-Nasıl bir kongre olacak?
Bu kongre, Fenerbahçe’ye hayırlı olsun. Kavganın, dövüşün olmadığı bir kongre olsun. 20 yıldır Başkanım. Kimse çıkıp da; ‘sandıkta hile oldu’ diyemez. Ben ölülere oy attırmadım! Benden önce vardı bunlar. Yok ettim onları, Fenerbahçe’yi kurumsal hale getirdim. Ali Bey de rahat olsun. 5-6 yıl benimle çalıştı. Hiç bir gün ‘seçimde şöyle-böyle yapalım’ demedim. Kongreyi ben ve yönetimim değil; Fenerbahçe Kulübü yapıyor. Birbirimize saygılı ve destek olalım. Herkese örnek olsun.
-Son mesajınız nedir?
156 seneyle yargılandım. FETÖ’cü savcı Mehmet Berk, ‘Son sözün’ diye sorduğunda söylemiştim; Darağacında olsak bile, son sözümüz Fenerbahçe...