"Aykut Kocaman sadece kendini değil..."

16.06.2017 - 12:45 | Son Güncellenme: 16.06.2017 - 12:45

"Aykut Kocaman sadece kendini değil..."

AJANSSPOR - Türkiye’nin spor ekranı S Sport’ta yayınlanan Sabah Sporu Extra programında gündemdeki gelişmeler değerlendirildi. Selçuk Aytekin’in moderatörlüğünü yaptığı programda Radyospor Genel Yayın Yönetmeni Barış Ertül, analiz ve tespitlerini paylaştı. Ertül’ün S Sport’ta yaptığı açıklamalar şu şekilde :

"Kocaman ders niteliğinde açıklamalar yaptı"

Aykut Kocaman’ın yaptığı açıklamalar, ders niteliğindeydi. Modern futbolu anlatmak bakımından, futbolun nereye gittiğini, asgari müşterekte ne olduğunu anlatmak açısından ders niteliği taşıyordu. Kocaman, “Fenerbahçe hangi taktikle oynayacak?” sorusuna yanıt verdi. 4’lü ya da 3’lü savunma farklı formasyon gibi görünse de ve hangi taktikle oynarsan oyna, takım kompakt bir görüntü içindeyse, koordine varsa doğru bir anlayış olur. Aykut Kocaman, maç içinde takımı farklı kombinasyonlarda zaten kullanıyor. Kaydırmalarla taktik değişir. Büyük, radikal farklar yok. Kocaman’ın söylediği gibi önemli olan sahaya yayılışın, takımın birbiriyle ne kadar uyumluğu olduğu ve takım kalitesidir.

"Kocaman oyunu rakip yarı sahada oynatmak istiyor"

Süratli ve hızlı oyun meselesi var. Aykut Kocaman bunlara da açıklık getirdi. “Bizdekisi kumar, rulet gibi” diyor. Mesela araba da süratli ama duvara çarparsan o hız beş para etmez. Kontrol dediğin stabil bir oyun değil. Zor önlem alınan, koşu-pas koridorunu aktif kullanan, rakibin zaaflarını değerlendiren, devamlılığı olan oyunculardan kurulu modern bir takımdan bahsediyor. Bunu uygulamak o kadar zor ki… Juventus, PSG, Barcelona gibi takımlar bunu yapıyor. Kocaman da bunu Konyaspor’da yapmaya çalıştı. Topu ne kadar ayağında az tutarsan rakiplerin kapması zor. Kompakt futbolu, oyunu iki yönlü oynayan futbolcularla yapabiliyorsunuz. Kocaman, bu konudaki kaygıların çok saçma olduğunu vurguluyor. Oyunu rakip yarı sahada oynatmak istiyor.

Kocaman'ın Fenerbahçe'deki anlayışı nasıl olacak?

Konyaspor takımı son 2 senede iyi performans gösterdi. Kendi tarihine göre bunu gerçekleştirdiler. Konyaspor Avrupa’ya gitmiş miydi, kupa alabilmiş miydi? Konyaspor bunu Bayern gibi oynayarak mı yaptı? Örneğin;  Atletico da büyük bir takım. Ama onlar da daha tutucu oynuyor. İmkanları o kadar. Günün sonunda Kocaman’ın vazgeçmediği şey ortada. Bu Fenerbahçe’de de farklı olmayacak. “Takım blok halinde hareket etsin, takım olarak savunma ve hücum edelim. Rakibe pas ve koşu koridoru bırakmayacağız ve rakibin zaafını kullanarak çok adamla hücum edeceğiz” diyor. Konyaspor bunu yapamadığı için kendi kalesi önünde bekliyordu. Her ne kadar mücadeleci, kompakt oynuyor olsalar da kalite yeterli olmayınca kontra atak oyununa dönüyor.

Modern futboldan örnek...

Barcelona da aynı oyunu oynuyor ama bunu rakibe kabul ettirip, rakip yarı sahada oyunu oynuyor. “Onlar defans yapmıyor mu?” diye soruyor. Evet Barcelona defansı sürekli yapıyor. O defansı o kadar etkili ve kaliteli oynuyorlar ki topu kaptırınca hemen savunma yapabiliyorlar. Modern futbolda hiç kimse artık armut toplamıyor. Üst düzey seviyelerde bunu görüyoruz. Rakip de aynı mantaliteyle oynuyor. Barcelona da bu durumda geriye dönüyor. O bloğu kuruyorlar. Bu mücadele maç sonuna kadar devam ediyor. Topun bir o kalede, bir bu kalede olması çok iyi bir şey değildir. Bu belirli zaafları gösteriyor. Futbol mantığı olarak teknik-taktik planlama yapısından ve oyun disiplininden kopmuş oluyorsun. Ondan sonra iş bireyselliğe dönüyor.

"Yeni gelen Aykut Kocaman daha farklı"

Kocaman’a yapılan bazı eleştirileri kabul etmiyorum. Aykut Kocaman bir kere gol kralı. Kendisini eleştirmedik mi, eleştirdik. Kocaman’ın gittiği yol ortada. Futbol anlayışını Konyaspor’a takımın kalitesi doğrultusunda aşıladı. Aynı şeyi Fenerbahçe’de de yapmaya çalışacak. Modern futbolun takipçisi. Yaptığı bu açıklamaların hepsine dünyanın en önemli teknik adamları da “doğru söylüyor” der ve Kocaman’a katılır. Aykut Kocaman’ın beden dili, konuşma tarzı aynı. Heyecanlı bulmadım. Bıraktığı yerde duruyor. Kocaman, Fenerbahçe’de ilk dönemlerinde çok kötü göründü ve bocaladı. Kocaman’ın Fenerbahçe’deki son dönemi ise son derece iyiydi. Ama şu anda bambaşka bir Aykut Kocaman var. Ayrılık konusunda kabahat ayrıca Aykut Kocaman’da da değildi. Aziz Yıldırım ve yönetim zihniyeti buna neden oldu. Fenerbahçe’den ayrılan Kocaman ile şu anda geri dönen Aykut Kocaman arasında dağlar kadar fark var. Kendisini geliştirdiği, dünya futbolunu incelediği çok açık. Kendini böyle geliştiren bir adam var. Üstüne parayla alamayacağı bir şeyi de koymuş ; özgüven.

Fatih Terim ile ilgili sözleri hakkında...

Aykut Kocaman, Konyaspor gibi bir takımda mütevazı bütçeyle oranın spor tarihini değiştirdi. Kupa getirdi ve takımı Avrupa’ya götürdü. Bunu hangi oyuncularla yaptılar? Konyaspor’dan milli takıma oyuncu bile gitmedi. Kocaman’ın açıklamaları Fatih Terim’i eleştirdi diye göründü. Burada, “Fatih Terim bizi yok sayıyor” şeklinde söyledi diye düşünmüyorum. Bizim takıma da bir taçlandırma olabilirdi diye bir sitem olabilir.  “Sembolik de olsa bir oyuncu alınmalıdır” diyor. Bir saldırı yok burada. Polemik çıkaracak bir malzeme aramaya gerek yok, ortada bir sitem var. Konyaspor’dan futbolcu transferi isteyen büyük takımlar var mı? Konyaspor’da bireysel anlamda parlayan bir isim yok. O kadrodan çok başarılı bir takım çıkardı. İşte Aykut Kocaman bununla gurur duyuyor. Doğru bir sistemle hangi takımı alırsan al, bir noktaya getirebilirsin. Aynı şeyi daha kaliteli olan bir Fenerbahçe’de de deneyecek ve uygulayacak. “Daha kaliteli bir takımda neden başarılı olmayayım?” diyor. Öte yandan oyunun yavaş olması büyük bir problemdir. Bunu sağlamak için kaliteli oyuncuya ihtiyaç var. Konyaspor’da bunlar sınırlıydı. Kocaman, seyirciyi oflatan, 1-0 kazanmaya oynayan bir takımın hocası değil. Elimdeki kadro, futbolun bugünkü doğrularıyla bunu yapsın düşüncesinde. Kocaman kendisini çok geliştirmiş ve artık özgüveni daha yüksek.

Teori ve pratik arasındaki fark...

Aykut Kocaman’ın dedikleri teorik olarak doğru ama pratikte işler kolay olmuyor. Kocaman’ın anlattıkları modern futbol adına ders niteliğindeydi. Kimse buna itiraz etmedi. “Bunu söylüyorsun da bunu yapabilecek misin?” şeklinde eleştiriler var. Teoriği, pratiğe dökmek kolay değil. Söylemek kadar kolay değil. Çok çalışma ve kalite gerektiriyor. Peki Fenerbahçe’de bu malzeme var mı? Kocaman, sadece kendini değil ekibini de genişletti ve geliştirdi. Artık bir kadrosu var. Ekibiyle, istatistikleriyle belki de takip ettiği oyuncular da ona göre gelişmiştir. Kulüplerde böyle bir anlayış yok. Kendi veri havuzunu bir mekanizma haline dönüştürüyor. Onu ne kadar yaptı, alınan oyuncularla ilgili yönetimi ne kadar yönlendirdi bilmiyorum.

Gelen oyuncular, 30 yaş üstünde oyuncular. Bu da Fenerbahçe’nin ekonomik çaresizliğidir. Finansal Fair Play çerçevesinde ne kadar bütçe ayırabilir? Takımın toplam ciro içinde nasıl kriterleri var? Nasıl bir transfer formülü üretilmeye çalışılıyor? Niye bu oyuncuları alıyorlar diyemezsiniz. 1,5 milyon Euro’ya Valbuena kalitesindeki bir oyuncuyu ancak bu yaşlarda alabiliyorsun. Valbuena bir transfer başarısıdır. Keşke böyle kaliteli oyunculardan 4 tane alsalar. Valbuena istekli, arzulu, mücadele etme görüşünde. Kocaman’ın teoride çok beğendiğimiz, övdüğümüz sözleri sahaya yansıtma noktasında ne kadar başarılı olabilecek? Bu önemli. Kocaman’ın  hayal ettiği sistemi Valbuena ne kadar kolay alıp uygulayacak? Bu zor. Aykut Kocaman’ın en büyük sıkıntılarından biri budur.

"Dirar, Fenerbahçe'nin yeni Lens'i"

Fenerbahçe’nin yüksek bir bonservis ödeyecek durumu yok. “Biz Dirar’ı transfer ederek yeni Lens’i aldık” mesajı vermiş olacaklar. Lens, Dirar’ın geldiği maliyetle kalabiliyor olsa bu transfer olmazdı. Lens, Fenerbahçe’de çok başarılı oldu. Doğru. Dirar da kaliteli bir isim. Monaco’nun Fenerbahçe ile oynadığı maç vardı. Monaco, Fenerbahçe’yi dağıtırken Dirar’ın performansını hatırlayın. Lens’e benzer nitelikte bir oyuncu. 8 milyon Euro’dan 2,5 ya da 3’e inerse Lens transferi olabilirdi. Fenerbahçe’nin ilgilendiği başka oyuncular da var. Şu anda Lens bir şart değildir. Yeni Lens, Dirar’dır.

Fenerbahçe'deki futbol iklimi değişirse neler olur?

Van Persie’nin kariyeri her teknik adama heyecan verir. Ama Hollandalı oyuncunun konsantrasyon ve devamlılık sorunu var. Aykut Kocaman, Van Persie’nin geçen sene yaptıklarından yola çıkmıyor. Kocaman, futbol iklimini değiştirerek oyuncuların bireysel performansını yukarıya taşıyabileceğini düşünüyor. Mehmet Ekici performans anlamında Kocaman’ı çok heyecanlandırmıyor. Zaten Kocaman gelmeden önce bu transfer yapıldı. Ekici için uzun süre oynamamak zor. Kocaman, ”Ben sahadaki performansına ve ne kadar istediğine bakarım” diyor. Kocaman’ın vizyonu ve niyeti belli. Mehmet Ekici’yi yok saymıyor ama Valbuena kadar heyecanlandırmıyor mesajını verdi.

"Talisca giderse Beşiktaş çok şey kaybeder"

Anderson Talisca, menajerlerden gelen haberlerle heyecanlanmış. Premier Lig ve Manchester United onu elbette heyecanlandırır. Belli ki kendisiyle ilgili yapılan konuşmalar onun kulağına gelmiş. United için istekli olduğunu göstermek için de açıklamalar yapıyor. Talisca, Beşiktaş’ta üst düzey bir performans gösterdi. 1 Ağustos’a kadar Beşiktaş’ın söz hakkı yok. Beşiktaş kontratı uzatıyor gibi olsa da ipler Benfica’nın elinde. United, eğer isterse Talisca için 20-25 milyon Euro verebilir. Onlar için büyük para değil. Avrupa’da bir kriz var ama İngiltere’de Premier Lig seviyesinde yok. Talisca, skora doğrudan katkı sağlayan bir oyuncu. Beşiktaş’tan giderse yeri zor dolar. Beşiktaş’a, Premier Lig dışında bir tehdit yok. Talisca’yı kaybetmek Beşiktaş’a çok şey kaybettirir. Ellerine bir bonservis de gelmeyecek. Onun gösterdiği uyum ve kaliteyi yeni gelen oyuncu sağlayabilecek mi? Sosa gitti, Talisca geldi ama çok iyi işler yaptı. Gomez’i kaybettiler ama yine Beşiktaş Cenk ile Aboubakar ile bir şekilde şampiyon oldu. Fakat ; Talisca konusunda Beşiktaş bir adım geride görünüyor.

"Sneijder takımdan gitmek istiyor"

Igor Tudor’un Bruma ve Sneijder ile yaşadığı çatışmalar halen akıllarda. Yönetim, yeni sezon planlamasında Tudor’un istediği yöne rotayı kırmış gibi görünüyor. Bruma’yı sattılar. Tudor, ”Sneijder kalırsa oynatmak istemiyorum” demişti. Sneijder de takımdan gitmek istiyor. Belhanda, Sneijder kalsa Bruma’nın pozisyonunda oynayacak görünüyor. Maç içinde de yer değiştirebilir. Bu Galatasaray’da ofansif anlamında dinamizm ve zenginlik katabilir. Bu durum Galatasaray’ı yukarıya taşıyabilir. Gomis’i beklenenden daha ucuza getiriyorlar. Podolski’nin yeri Gomis ile Bruma’nın yeri de Belhanda ile dolacak olsa durum olumlu gidiyor denilebilir. Ama Sneijder ile Tudor arasındaki ipler kopmuş görünüyor. Sneijder kendine göre bir çıkış yolu bulduysa, Belhanda onun yerine geçecektir.

"Yeni bir Riva yok"

Galatasaray’ın yeni oyuncular alması lazım. Riva’dan gelecek para sebebiyle hemen transfer haberleri çıkıyor. Ama yeni bir Riva yok. Banka borçlarının tamamına yakını gelecek parayla kapanabiliyor. Zaten borçların kapatılması gerekiyor. Hiç Riva olayı yokmuş gibi 10-15 milyon Euro gibi bir bütçeleri olacak. Sneijder gidip, Belhanda oraya gelecekse bu takım ligi taşır mı? Zor görünüyor.

"Acerbi'nin maliyeti Galatasaray için yüksek"

Acerbi’nin yaşı 28 ve 49 maçta ilk 11 oynamış. 4 de gol atmış. Duran toplarda ileriye gidecek bir oyuncu ve belli bir kariyeri var. Sassuolo’da sürekli oynayan bir oyuncu. Ama nerede oynuyor? Sassuolo’da oynuyor. 12 milyon Euro bu futbolcu için çok fazla. Şu rakamlarla şu takıma oyuncuyu alman zor. Ayrıca Galatasaray’ın böyle bir para verecek durumu olduğunu zannetmiyorum.

"Beşiktaş rakibini beklenmediği kadar zorladı"

Beşiktaş ile Fenerbahçe arasındaki final serisi 3-0’a geldi. Beşiktaş rakibini beklenmedik şekilde zorladı. Ufuk Sarıca ve ekibi finale nasıl geldiğini performansıyla anlatıyor. Euroleague kazanan bir Fenerbahçe’nin Türkiye’ye olan motivasyonu düştü. Obradovic oyuncuları konsantre etmekte zorlanıyor. Bunun ikisi bir araya geldi ve ortaya 3-0 gibi bir durum çıktı. Akatlar’da maç seyircisiz. 3-0’dan durumu çevirebilmek Beşiktaş adına kolay değil. Dolayısıyla bu Beşiktaş’ın motivasyonunu bozan bir faktör, bir handikaptır.

"Fenerbahçe'nin motivasyonu ve beklentisi daha fazla"

Fenerbahçe için de final serisinde bir handikap var. “3-0 öndeyim maç da seyircisiz, nasıl olsa kazanırım” diyebilir. Fenerbahçe’nin ayrıca yorgunluğu var. Peki sarı-lacivertlilerin lehine ne var? İşi artık bitirebilme ihtimalleri var. Fenerbahçe, ”Bu maçı artık burada bitirelim” diyecektir. Seyirci ise “Bizim sahamıza gelsinler” diye isteyebilir de basketbolcu ister mi? Basketbolcuların yorgunluktan anası ağlamış vaziyette. Euroleague şampiyonluğu da Fenerbahçe’ye bir doyum yaşattı. “Tatil yok, bir de Türkiye’de final serisi var” demişler. Onun için Zeljko Obradovic rotasyon yaptı. 1 maç daha oynamak basketbolcuların çok işine gelmez. Fenerbahçe’nin motivasyonu ve morali,  beklentisi daha fazla.

YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.

Senin için hazırladığımız haberler