Avrupa maçlarının sordurduğu sorular! Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş...

16.11.2023 - 09:12 | Son Güncellenme: 16.11.2023 - 09:38

UEFA Konferans Ligi'nde Fenerbahçe ve Beşiktaş sahne alırken Şampiyonlar Ligi'nde ise Galatasaray boy gösteriyor. İşte maçlardan sonra düşündürenler...

Avrupa maçlarının sordurduğu sorular! Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş...

Fatih Cumhur SARIKAN- AJANSSPOR

Maç takvimi sırasına göre Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe, geçtiğimiz hafta Avrupa turnuvalarında, dördüncü grup maçlarını oynadılar ve bu sezon ilk kez her üç maçımızı da mağlup olarak tamamladık...

Üzüntü ve hayal kırıklığı aynı olsa da mağlubiyetlerin ardında yatan nedenler farklı... Bunları doğru anla(t)mak ve tespitte anlaşmak için Ajansspor okuyucusuyla paylaşmak istediğim sorularım var; başlayalım mı?..

Galatasaray

Süper Lig’den daha üst seviyelerde ve rakibe göre farklı taktiklerle, dizilişlerle Şampiyonlar Ligi grup maçlarını oynayan Galatasaray, son iki Bayern Münih karşılaşmasında da taraftarına “Acaba olur mu?” dedirtti. Okan Buruk’un her Avrupa maçı için özel plan yaptığı ve rakiplerine sıkı çalıştığı belli. Okan Buruk’a yöneltilen eleştirileri haksız çıkarırcasına, son Bayern Münih karşılaşmasında değişikliklerin zamanlamaları gayet uygundu. İhtiyacınız varsa maç içinde kuralların izin verdiği kadar oyuncu değiştirebilirsiniz tabii. Ancak sabırla fırsat kollayan ve bulduğu fırsatları değerlendirme kapasitesi yüksek rakiplerin karşısında, oyuncularınızın görev alanlarını, asıllarından daha acemi oldukları yöne doğru fazlaca değiştirirseniz, ekip olarak direncinizi, uyumunuzu, ritminizi, bireysel olarak da oyuncularınızın özgüvenini, verimini düşürme riskiniz oluyor. Galatasaray’ın başına da açıkçası bu geldi. Angelino’nun yorgunluk nedeniyle oyundan çıkması ve yerine Victor Nelsson’un girmesi ile defans dörtlüsünün üçü aynı kaldığı halde, aralarındaki kurgu, uyum, yardımlaşma ve tempo bir anda düştü. Çünkü Abdülkerim Bardakçı acemisi olduğu solbeke, oyuna henüz girmiş olan soğuk Nelsson, Harry Kane ile sık karşılaşacağı sağ stopere, Davinson Sanchez de sol stopere geçti. Bir oyuncu değişikliği sonucu üç pozisyon değişikliği!.. “Angelino yerine neden Kazımcan Karataş oyuna alınmadı?” sorusunun yanıtı Hatayspor karşısındaki son lig maçında verilmiş olsa da insanın aklına ilk Bayern Münih maçındaki Kazımcan Karataş’lı onbir geliyor. Potansiyelli bir gencin gelişimi, mevkisine yönelik teorik/pratik bol tekrarlı eğitimlerle ve en önemlisi oynatılarak sağlanmaz mı? Öte yandan Galatasaray forvetlerinin bir süredir bitiricilik sorunu var; bu hem düşen formdan hem aynı isimlerin oluşturduğu kısır döngüden hem de aşırı Mauro Icardi arayışından kaynaklanıyor... O zaman soruyoruz: Wilfried Zaha, Hakim Ziyech gibi bu yılki flaş forvet transferlerinin daha çok katkı vermeleri için bir an önce 90 dakikalık düzeye çıkarılmaları ve kanat dışında rakip ceza sahasına daha yakın pozisyonlarda denenmeleri gerekmiyor mu? Özetle Galatasaray’da bir “oyuncu sorunu” yok mu?..

 

Beşiktaş

Bir önceki sezonun son haftaları dikkate alındığında, bu sezonun en hazır ekibi oyunuyla, oyuncu kadrosuyla, teknik ekibiyle Beşiktaş’tı. Sezon öncesi transfer döneminde yönetimin tercih ettiği iletişim(sizlik) stratejisi, taraftarın genlerine aykırı biçimde, vasat bir başlangıçta gösterilecek dayanışma ve desteğin önünü kesti. Süper Lig’deki düşe kalka gidişin üzerine, Konferans Ligi grubundaki 2. maçında, Beşiktaş kendi sahasında Lugano’ya yenilince, Şenol Güneş henüz Ekim ayı başında “enerjisini tüketerek!” istifa etmişti. Ahmet Nur Çebi yönetimi, seri strateji yanlışlarına yenilerini ekleyip, seçim kararının ardından adaylığını belirsiz bıraktı. Üstelik ligde ve Avrupa’da henüz yarıştan kopulmamışken, takımı hazırlıksız -ve yalnız- Burak Yılmaz’a teslim etti. Açıkçası hazırlıksız olmak, deneyimsiz olmaktan çok daha kötüdür, telafisi daha zor hatalar yaptırır! Böylece hem bu sezonki yarışlarda ağır darbeler alındı hem de Burak Yılmaz’ın teknik direktörlük kariyerine -en azından kısa vadede- zarar verildi. O zaman sıra sorularda: Şenol Güneş seçime kadar kalması için ikna edilemez miydi? Ahmet Nur Çebi yönetimi, seçimde aday olmayacağını hızlıca ilan ederek, diğer başkan adaylarının ittifakıyla deneyimli bir teknik direktörle anlaşamaz mıydı? Yoksa iddia edildiği gibi, mevcut yönetimin bazı teknik direktörlere “alerjisi” mi oluşmuştu? Sonuç olarak süresi, profesyonel koşulları belirsiz şekilde anlaşmaya varılan Rıza Çalımbay, tek antrenman sonrasında Beşiktaş’a bir Başakşehir galibiyeti kazandırdı; umarız kısa görünen yolunu uzatabilir! Beşiktaş’ın saha içi sorunlarından önce “stratejik yönetim ve iletişim sorunları” yok mu?..

 

Fenerbahçe

Oynadığı 19 resmi maçın -üstelik bu maçların 9’u Avrupa maçları!- tamamını kazanarak, sezona görkemli bir giriş yapan Fenerbahçe, Trabzonspor mağlubiyetinin ardından, Ludogorets deplasmanından da yenilgiyle döndü. Fenerbahçe - Trabzonspor maçından önceki yazımda -genel kanının aksine- üstüne düşeni yapması kaydı ile ibrenin Trabzonspor’u gösterdiğini ifade etmeye çalışmıştım... Trabzonspor gerçekten de dersine iyi çalışmış öğrencinin özgüveni ile zor sınavdaki soruları panik yapmadan yanıtladı... Fenerbahçe ise stoperlerinin ve orta saha yöneticisi Fred’in sakatlıklarını dikkate alan bir oyun planı geliştirmeden maça çıkınca, Trabzonspor’un -ve Abdullah Avcı’nın- sınavını kolaylaştırdı. Ludogorets maçı öncesi Fenerbahçe’de çok gereksiz bir tedirginlik hissediliyordu. Sahnede yaptığı numarası seyirciler tarafından fark edilmiş sihirbazın fiyakası bozulmuş hali gibi bir durum sindi camiaya. Nitekim ilk üç maç sonunda radikal skorlar ile 3 puan almış Ludogorets, kendi sahasında, seyircisi önünde, Fenerbahçe’ye karşı ikili mücadelesi bol, fiziksel meydan okumalara dayanan bir oyun benimsedi. Fenerbahçe, Konferans Ligi kadrosuna yaptığı Dominik Livakovic ve Dusan Tadic takviyelerine rağmen, sakatlıklar nedeniyle özgüvensiz ve kırılgan defansı, bir türlü enerji üretemeyen, tempo yapamayan orta sahası ile maç boyunca oyunu da skoru da ele geçiremedi. 

Üstelik sahadaki oyuncuların akıllarının yarısı Trabzonspor yenilgisinde, diğer yarısı da zor geçmeye aday Adana Demirspor maçındaydı. Hafta sonu oynanan Adana Demirspor maçında her ne kadar temel hakem hataları olsa da Fenerbahçe, sakatlıklardan sonra elde kalan mevcut kadrosuna uygun taktik dokunuşlarla oyununu revize etmeliydi. Fenerbahçe, büyük beklentilerinin olduğu bir sezon daha yaşıyor. İsmail Kartal’ın “işinin uzmanı” oyunculara dayanan, pragmatik, sonuç veren bir taktik anlayışı var. Sakatlıklar, formsuzluklar ise her sezon ortaya çıkan olağan gelişmeler. “İşinin uzmanı” oyuncular olmadığında, İsmail Kartal problemi çözecek bazı cesur denemeler yapmaya çekiniyor sanki. Örneğin Fred’in yokluğunda, oyuna iki yönlü enerji ve tempo katabilecek Ferdi Kadıoğlu’nu orta sahaya almayı neden denemiyor? Jayden Oosterwolde bir süre daha stoperde kalacaksa, Ferdi Kadıoğlu’nun enerjisini orta sahadan tüm takıma aktarması uğruna, solbek mevkiinde Ryan Kent denenemez mi? Geçmişte yapılmış Ergün Penbe, Albert Riera denemeleri sonuç vermişti. Tabii “Fenerbahçe’de bunca sakatlık nasıl oluştu?” sorusu ayrıca cebimizde duruyor. Özetle, sakatlıklar sonrası elde kalan kadrodan maksimum verim almaya yönelik bir “oyunda revizyon sorunu” yok mu?

Senin için hazırladığımız haberler