Ali Koç'tan yeni teknik direktör açıklaması: 2.5 kişiye indik

22.06.2021 - 20:01 | Son Güncellenme: 22.06.2021 - 23:54

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç; kulübün mali yapısını, transfer politikasını ve teknik direktörlük görevi için potansiyel adayları değerlendirdi.

Ali Koç'tan yeni teknik direktör açıklaması: 2.5 kişiye indik

AJANSSPOR - HABER

 

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, kulübün gündem maddelerini ve yaklaşan olağan seçimli genel kurulu Habertürk TV'de değerlendirdi. Bir süredir merak edilen teknik direktörlük koltuğu için önemli açıklamalarda bulunan Başkan Koç, kulübün transfer politikasını da anlattı. Kamuoyundaki "Rıdvan Dilmen'in sportif direktör olacağı" iddiasını da yanıtlayan Koç, Dilmen için "Kendi alanında marka" yorumunu yaptı. 

 

Başkan Koç ayrıca, "3 Temmuz Şike Kumpası Davası" ve MHK'ya ilişkin önemli açıklamalarda da bulundu. İşte, Fenerbahçe başkanının açıklamalarından satır başlıkları.

 

Yönetim kurulu listeleri

Fenerbahçe’nin seçimlerine bakarsanız Aziz başkanın tek aday olarak girdiği dönemler dahil seçimin ilk günü yönetim kurulları açıklanır. Dolayısıyla bizim camiamızın kültürüne ters bir durum değil. Hatta geçmiş yıllarda gece yarıları listelerin değiştiği olmuştur.
 

Bu yönetim kurulunun en az yarısından fazlası devam edecek. Yorulan arkadaşlarımız da oldu. Taze kana ihtiyacımız var. Bazı eksikliklerimiz de var. Biraz daha camiaya aşina insanlar olabilir. Belirli kriterlere odaklanıyoruz. 4 kadın olsun istiyoruz. Şu kadarı genç olsun istiyoruz. Perşembe günü öğleden sonra yönetim kurulunu seçim gününe bırakmadan açıklayacağız. 

Kimseyi ekonomik destek sağlayacak diye almıyoruz. 9-11 kişilik yönetim kurullarının daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. 20 kişi bana göre fazla. Fenerbahçe’de yapacak o kadar iş var ki... Gerek sportif olsun, gerek spor dışı olsun. Burada önemli olan kulübün insan kaynağı sermayesinin önemli olması.

'Kim çıkarsa çıksın benim adaylığımı değiştiremez'

Genel kurulumuz ve kongremiz bize bu görevi layık görürse başkanlığı sürdürürüz. Fenerbahçe üzerinde enteresan bir algı, manipülasyon kurgusu var. Bazen “biz neyle uğraşıyoruz” diye ister istemeden sorguluyorsun. Şunu söylemek istiyorum, ilk üç sene atılan tohumların meyvelerini toplama dönemiydi. Bunu pek çok alanda da yaptık.

 

Bizi sıkıntıya uğratan 1. sezonumuzda hiç beklemediğimiz sıkıntılarla karşılaşmaktı. Biz o zaman şampiyonluk vadetmedik. Yaptığımız en büyük tercihlerden birisi futbol anlamında köklü değişikliklere gitmek oldu. Bunu belki de ilk senede yapmamalıydık. Güçlü aday güçsüz aday yorumu yapmayacağım. Kim çıkarsa çıksın benim adaylığımı değiştiremez. Buna Aziz Yıldırım da dahil. O aday olsa bile ben yine aday olurum.
 
 

"Kadın futbolunda hazır sponsorlar var..."

Kadınların Fenerbahçe tarihindeki yeri çok önemlidir. Eşi benzeri görülmemiş hikayelerle doludur. 3 Temmuz’da Fenerbahçeli kadınlarımızın stadı doldurması bunun en güzel örneğidir. İstanbul Sözleşmesi’ni desteklemişizdir. Neden? Bu bizim hayattaki ilkelerimizle, değerlerimizle paralel olduğu için. Erkek de kadın da toplumun her yerinde güçlü olmalıdır. Dolayısıyla kadın futbolu diye baktığınız zaman her yerde bulunan bir şey. UEFA’ya göre gelecekteki en önemli gelir kalemlerinden biri bu olacak. Dolayısıyla Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe burada rekabet ettiği zaman kadın futbolunun çok ilerlediğini göreceksiniz. Beşiktaş’ı tebrik ediyorum. Çok güzel sponsorluklar kurdular. İşi çok güzel götürdüler. Bu alanda da hazır sponsorlar var.
 

'Burak Elmas'ı tebrik ettim'

Mektupla tebrik ettim. Hayırlı uğurlu olsun diyorum öncelikle. Onu çok eskiden beri tanıyorum. Eşini daha da önceden tanıyorum. Eşinin ailesiyle dostluğumuz var. Dolayısıyla bir sıkıntı yok. Ama söz konusu Fenerbahçe olduğu için ben, söz konusu Galatasaray olduğu için o; dostluklar penceresinden konulara bakamayabiliriz. Sorunlarımız aynı, çıkarlarımız aynı, her zaman masanın etrafında buluşabilecek olgunluk da olmamız gerektiğini de söylemişimdir. Bunu inkar edecek insanlar varsa da söylesinler. Biz her zaman dostluk elini uzattık. Anadolu kulüpleriyle de aramız iyi. Trabzonsporla bile aramız iyi. Geçmişteki onca etkene rağmen, tarihsel rekabette Trabzon’un hep şampiyonluğa oynadığında Fenerbahçe’ye şampiyonluğu kaptırmasına veya Fenerbahçe ile rekabet etmesine rağmen aramız iyi.
 

'Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray, beraber adım atabiliriz'

Ne yazık ki büyük rakiplerimizle bazen rekabet ve tribünlere sempatik gözükmek ilkelerimizin önüne geçebiliyor. Biz de geçmemesi için çabaladık. Galatasaray’a dönersek, sayın Mustafa Cengiz’le de ilişkilerimiz en azından asgari müşterek seviyede buluşabilecek seviyedeydi. Ta ki son derbi maçındaki açıklamalarının yalan, yakışıksız ve gerçeği yansıtmayan açıklamalar olmasına kadar. Sayın Cengiz son dönemde konuştukça Allah’tan artık bizi unuttu. Kendi takımıyla uğraştığı için biz rahat nefes aldık. Enteresan söylemleri olduğunu tüm kamuoyu gördü zaten. İnsanlar başkanlık koltuğuna oturdukları zaman başka bir fıtrata da geçebiliyorlar. Ama geçmişten tanıdığım Burak Elmas; arkadaşım, dostum, Galatasaray’a çok daha büyük hizmette bulunabilir. Türk futbolunun geleceğine çok fazla yardım sağlayacak adımları Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray olarak beraber atabiliriz.
 

Hala büyük bir kesim Fenerbahçe’ye kurulan kumpasa odaklanmış olabiliyor. Galatasaray Spor Kulübü yönetimi bizim 3 - 4 senede gösterdiğimiz yaklaşımı sergilese ilişkilerimiz daha da iyileşebilir. Şikayetler ortak ama hamlelerin ortak olmasındaki samimiyet aynı seviyede değil.

'Yabancı kuralı tek başına hiçbir şeyi değiştirmez'

Kulüpler ne kadar yek vücut olamazsa federasyonun bize karşı gücü o kadar artıyor. Federasyonun yaklaşımı aslında “böl ve yönet”. Çünkü kulüpler yek vücut olsa çok daha yaptırıcı olabilir. Kulüpler Birliği’nin beraberliği ne kadar zayıf olursa taleplerimizin yerine gelmesi o kadar zorlaşıyor. Ben burada şunu tekrar söylemek istiyorum; Türkiye Futbol Federasyonu’nun iki tane ana görevi vardır. Kulüplere hizmet etmek ve Türk futbolunun kalkınmasını sağlayabilmek. Bana sorarsanız, mevcut federasyonumuzun içinde futbolu çok seven, futbolun geleceğini düşünen; “Ben altyapıdan futbolcu yetiştireyim. Teşvik vereyim…” şeklinde bir yapıda değil. Federasyonu 4 kişi yönetiyor. Yabancı kuralı tek başına hiçbir şeyi değiştirmez. 

"AK Parti yönetimini de tebrik etmek lazım..."

Özkaynaktan oyuncu yetiştirme işine gelelim, “Yabancı kuralı” sadece bir ayağı. Türkiye’nin eşi benzeri görülmemiş bir akademisini kuracağız. 130 dönüm bir araziye ihtiyacımız var. Bekliyoruz devletimizden. Ama nasıl ki Aziz Yıldırım döneminde yapılan stat, nasıl bugünkü statları tetiklediyse; bugünkü AK Parti yönetimini de tebrik etmek lazım. Ama altyapı tesislerine bakın. Parmakla sayılacak kadar. Beşiktaş’ta da öyle. Galatasaray bizden daha iyi. Kasımpaşa çok iyi. Ama hoca yok. Sabır yok. Tek başına yabancı kuralı getirmek yetmez. 

"Galatasaray bizden daha iyi... Kasımpaşa çok iyi..."

Özkaynaktan oyuncu yetiştirme işine gelelim, “Yabancı kuralı” sadece bir ayağı. Türkiye’nin eşi benzeri görülmemiş bir akademisini kuracağız. 130 dönüm bir araziye ihtiyacımız var. Bekliyoruz devletimizden. Ama nasıl ki Aziz Yıldırım döneminde yapılan stat, nasıl bugünkü statları tetiklediyse; bugünkü AK Parti yönetimini de tebrik etmek lazım. Ama altyapı tesislerine bakın. Parmakla sayılacak kadar. Beşiktaş’ta da öyle. Galatasaray bizden daha iyi. Kasımpaşa çok iyi. Ama hoca yok. Sabır yok. Tek başına yabancı kuralı getirmek yetmez. 30 yaşından büyük futbolcu transferini artık yapmayalım. Attila Szalai ve Pelkas gibi modeller olmalı. 1-2 milyon Euro’ya aldığın, 600-700 bin Euro’ya oynattığın ve satışta katkı verecek oyuncular olmalı.

"Böyle olması bizi fazlasıyla kırmıştır..."

Toplantıdan 2-3 gün sonra bizim konuştuğumuz çöpe atılmış ve böyle bir karar çıkmış. Olabilir. Federasyon buna karar verecek. Tamam. Ama federasyon bizim çıkarlarımızı, isteklerimizi dinlemek zorunda. Buna rağmen, federasyonu engelleyecek unsurlar olabilir. Çağırırsın bizi, “Biz bunu yapamıyoruz” dersin. İkna edebilirsek ederiz, edemezsek çıkarız. Böyle olması bizi fazlasıyla kırmıştır. Bir de Ankara böyle istiyor diye tamamlanıyor. Yukarısı böyle istiyor diye. Yaklaşım böyle de böyle bir gerçek yok. Yani siyasetçilerin işi gücü bitmiş bunlarla uğraşacaklar. Hatta kaç defa “gidin bunu çözün, uğraştırmayın bunlarla” denildi.

'Bir şirket resmen bizi parmağında çeviriyor'

Yayıncıyla Fenerbahçe olarak sıkıntımız devam ediyor. Kulüplerin çok büyük rahatsızlığı var. Bir ara bütün maçlar 60 saniye geç başlamıştı. Yayıncı kuruluş o görüntüleri vermeyerek sıkıntıları çözeceğini düşünüyor. Bizim en büyük gelirimiz yayıncı kuruluştan. Anadolu kulüplerin yüzde 80-90’ı buradan gelen paraya bakıyor.  Pandemi döneminde bir indirim almışlardı. Şimdi bir indirim daha istiyorlar. Bugün 500 milyon Dolar olması gereken ihale, TL’nin de ciddi zarar etmesiyle, 215 milyon Dolar’a düşüyor.

 

2017-18’de 465 milyon Dolar’ken 410 milyonlara inmiş. Çünkü orada kurlarda bir oynama olmuş. 2018-19 sezonunda 500 milyon 416’ya inmiş. Sonraki yıl 416 milyon, 300’lere gerilemiş. Pandemi döneminde 330 milyon Dolar olması lazımdı. Ama 215 milyon Dolar’a çekildi. Geçen sezon verileriyle devam edersek 564 milyon Dolar’lık indirim almışlar.

 

Onların istediği indirim yapılırsa “Allah korusun çökeriz” 600 milyon Dolar’ı geçen indirim istiyorlar. Şimdi buna kim, nasıl, niçin müsaade ediyor? İhale şartları yerine getiremezsen ne olur? Teminat mektubu gönderilir. Yine yerine getirilmezse teminat mektubu paraya çevirilir. E teminat yok. Bir şirket resmen bizi parmağında çeviriyor. Tüm istediği her şeyi alıyor. Nasıl ve nereye kadar bu iş gidecek, önümüzdeki sezon ne olacak? Kimse bilmiyor. Sezon başında yüzde 25 ödeme yapılması gerekiyor. Can suyu bizim için.

Fenerbahçe'de 3 Temmuz süreci

3 Temmuz 2021, 3 Temmuz’un 10. yılı olacak. Çok şükür bu kararlar çıktı. Çok geç çıktı. Fenerbahçe’nin bu kadar beklememesi gerekiyordu. Daha hızlı çıkabilrdi. 3 Temmuz sabahı 5 branşta şampiyon olmuş, sportif ve finansal açıdan rakiplerinin fersah fersah önde… Belki bir sene daha devam etse bu ara hiç kapanmayacaktı. Her şeyimizin saldırı altına uğradığı bir sabaha uyandık. Devletin bizzat işin içinde olduğu bir sabaha uyandık. Bir de o dönemde spor yorumcuları olarak birkaç kişi peydahlandı. O kişiler hala televizyonlarda yorumculuk yapıyor. Fenerbahçe müthiş bir zarara uğradı. O zararın maddiyatla ölçülmesi mümkün değildir. Bir sürü oyuncumuzu elimizden çıkardık. 

Bu tablo, UEFA’nın yayınladığı tablo. Şunu söylemem gerekiyor; bu tablo ne diyor biliyor musunuz? Avrupa’nın finansal açıdan en kötü takımı Fenerbahçe diyor. 2018 sonu itibariyle. Ama 2020’de rapor yayınlanmış. Şimdi oraya baktığınız zaman 1’den 20’ye 2018 net borçluluğu gösteriliyor. Fenerbahçe, 334 milyon Euro’yla 6. en borçlu kulüp. En borçlu kulüp 568 milyon Euro ile Manchester United. Daha da önemlisi, sadece bir kulüp var diyor Avrupa’da net borcu varlıklarının üzerinde diye. Bizim borcumuz, varlığımızın 1.2 misli. Avrupa’da başka hiçbir kulüp yok. Adamların raporu. Bizim değil. 

'Bunları ilk püskürten, duvara çarptıran Fenerbahçe’dir'

Gelirine göre net borçululuğu 2.9 misli civarında. Bizden daha da kötü olan Lille var. Onlarda da 3.5 civarında. Evet 3 Temmuz bize çok büyük zararlar verdi. Maddi ve manevi… Batıda Fenerbahçe lekelendi. Fenerbahçe masumiyet karinesi yok edilmiş, yerle bir edilmiş. Bunlara hiç bakmıyorlar. UEFA’nın baş hukukçusuna anlatmaya çalışıyordum. Adam diyor ki “Neden cezaevindeler o zaman…” Anlatamadık batıdaki arkadaşlara. Bu Fenerbahçe’ye çok büyük zarar verdi. Ama Fenerbahçe tarihine altın harflerle yazılacak bir süreçten geçti. Dimdik ayakta durdu Fenerbahçe. Devletin her türlü gücünü eline almış, medyasıyla bunu köpürtmüş, milyonların aklında Fenerbahçe’yi rezil etmiş, suçlamış, Fenerbahçeli çocukların psikolojisini bozmuş bir yapıya karşı biz dimdik ayakta durduk. Bunları ilk püskürten, duvara çarptıran Fenerbahçe’dir
 
 

"Adamlar hala sokakta geziyor..."

Bu süreç hala devam ediyor. Şimdi konuşma sırası bizde. Ağustos ayına kadar hamlemizi yapmak zorundayız. Bizim hukuken yapabileceğimiz bir yol var. Onu başlatacağız. Burada teknik detaylarına girmeyeceğim. Hatırlatacağız hepsini 3 Temmuz’da. Medyada bunun şakşakçılığını yapan, bugün en büyük FETÖ karşıtı gibi gözüken insanlar var. Biz bunu unutmayacağız. Unutturmayacağız. Burada bir numaralı dava açacağımız yer Türkiye Futbol Federasyonu. Yahu sen ne biçim federasyon yöneticisisin? Muz cumhuriyeti mi burası? Adamlar hala sokakta geziyor. Hatta bir tanesi utanmadan basketbol federasyonuna adaylığını koymuştu. Türk sporunun hiçbir yerinde bu adamların olmaması lazım.
 

Fenerbahçe’yi ve Galatasaray’ı birbirine düşürdüler. Fenerbahçe ile Trabzonspor’u birbirine düşürdüler. Toplumu birbirine düşürdüler. En çok gücüme giden konu da ben gerek yönetimdeyken gerek başkanken nasıl bir duruş sergilediğimi biliyorum. Ama benim o dönemki dava arkadaşlarımdan bazıları beni FETÖ’cülükle suçladı. Bunu unutmayacağım.
 

'Fenerbahçe’yi vurmak her zaman ses getiriyor'

Bir, Fenerbahçe’yi vurmak her zaman ses getiriyor. Fenerbahçe’nin DNA’sı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile paraleldir. Biz bunu her zaman demişizdir. Fenerbahçe’nin atasıyla olan ilişkisi tarihte zaten yer alıyor. Bugüne kadar bütün başkanların yönetiminde de Fenerbahçe’nin yeri aynı olmuştur. İkincisi, biz o sene şampiyonluğa oynuyorduk. Bir savcı o dönem, “Siz şanssızsınız. Belki de şampiyonluğa oynamasaydınız başka bir takıma yöneleceklerdi.” demişti.

'Hakem hatalarıyla ciddi puan kaybı yaşadık'

Biz ilk senemizde çok kötü performans sergiledik. Yanlış transferler yaptık. Gerçi bizden ayrılanlar iyi oynadı ama bizde tutmadı. İkinci sezon 22. haftada falan şampiyonluğun en büyük adayıydık. O 7 haftalık hatalara bakın. Görürsünüz. Kesinlikle başarısızlığımı dış etkenlere bağlamıyorum. Ama onların da etkisi var. Bu sezona gelelim. 2 puanla şampiyonluğu kaybettik. Sivas maçını alsaydık… Yani oraya kadar getirebildik. Yaşadığımız hakem hatalarıyla ciddi puan kaybı yaşadık. Bütün gri pozisyonlar aleyhimize oldu. Herkes hakemlerden şikayetçi. Ben VAR taraftarıyım. VAR göreceksiniz, doğru uygulandıkça futbola çok büyük katkı sağlayacak.

'Kokuşmuş bir hakemlik müessesesi Türk futboluna büyük zarar verir'

Buradaki performans (MHK) çok daha fazla artırılabilir. Hep “MHK Başkanı çok dürüst” diyorlar. Olabilir. Ama tanımıyorum kendisini. Başkanın değil sistemin dürüst olması gerekir. Kokuşmuş bir hakemlik müessesesi Türk futboluna büyük zarar verir. MHK’nin bir performans kriterinin olması lazım. Bir kere adamların performansı ölçülmüyor. TFF, “Ben adamlardan memnunum” diyor. O kadar. Hakemlerin puanlanması lazım. Ona göre iş verilmesi lazım. Zaten bir de eş-dost-akraba ilişkisi var. Her hafta 3 kişi puanlasın ve bu sitede yayınlansın. Ne zararı olabilir? Bunu federasyon sitesinden yayınlamanın ne zararı olabilir. Onlarca hakem var. Bazıları 4-5 senedir maç almamış. VAR hakemleriyle, saha hakemleri ayrıştırılmalı. EURO 2020’de böyle yapıldı. Bazı liglerde de böyle yapılıyor. Biz de bunu yapalım. 

"Ali Koç'a vuralım, zayıflatalım..."

Bunu alıp “Fenerbahçe’ye kimse gelmek istemiyor” diye çevirdiler. “Ali Koç’a vuralım, zayıflatalım” diyorlar. Amaç, “Vur, vur, vur… Zayıflat… Bir yerde nefesi kesilsin”. Sosyal medya fenomenleriyle iş tutan, menajerlerle iş yapan bir medya mensupları ordusu var. En son “Edin Dzeko Fenerbahçe’de” diye bir haber çıktı. Sonra haber yapıldı. Sonra dün menajeri çıktı ve dediki “Bizim hiçbir görüşmemiz olmadı.” Oradaki asıl amaç beklentiyi yaratıp olursa “Biz demiştik” demek.
 

"Emre'nin yol açık olsun..."

Emre Belözoğlu ve Erol hoca ellerinden gelenin en iyisini yaptı. Biz tam aile takımı olamadık geçen sene. Benim gücüme giden bu. Onun için Samandıra artık böyle olmayacak diyorum. Önce Erol hoca, sonra Emre Belözoğlu liderliğinde şampiyonluğu kıl payıyla kaçırdık. Emre Belözoğlu Türkiye’nin en iyi teknik direktörü olacak. Ama daha yolun başında. Ona haksızlık etmeyelim. Doğrularıyla yanlışlarıyla sportif direktörlükte elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Sadece sabırlı olması gerekiyor. Emre benim gibi fevri bir kişi. Haksızlıklara dayanamayan bir kişi. Emre’nin yolu çok açık. Sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da bu işi yapacaktır. Fenerbahçe’nin kapısı her zaman Emre’ye açık olacaktır.

'Favre ile bir görüşmemiz olmadı'

Türkiye’de son 15 senede hep Türkler kazandı diyebilirsiniz. Benim tercihimin Portekiz ve Alman ekolü olduğunu söylemiştim. Diğer ekollerden de hocalarla görüştük. Üç isme indik. Onu açıklayacağız. Favre ile bir görüşmemiz olmadı. Favre’nin kendisiyle. Favre’yi temsil eden bir kişiyle görüşmemiz oldu ve o “Baskının çok olduğu bir ülke” dedi. Dalic benim çok büyük bir arzumdu. Çok güzel bir rapor hazırladı bize. 40-45 sayfalık. Karakteristik özellikleri bana çok uyuyordu. Turnuva bir sene ertelenince olmadı. Ama bu dönemde hiç konuşmadık. Beşiktaş’a da sesleniyorum. Biz Sergen hocayla ilgilenmedik. Bizim ilgilendiğimiz hocalar, bir ikisi gazetede çıktı, bunlar gerçekleri yansıtmıyor. (edited) 
 

'İki buçuk isim belli, birini alacağız'

İki buçuk isim belli. Bunlardan birini seçeceğiz. Bir iki tane daha hoca var ki kimsenin laf edemeyeceği ama daha evvel de ifade ettiğim gibi futbol endüstrisindeki aralardan ötürü, dövizden ötürü 6-7 milyon Euro’luk maliyetli bir hocayı getiremedik. Ama Fenerbahçeliler rahat olsunlar. Öyle gaza da gelmeyin lütfen. Yapacağımız tercihlerin arkasında durun. Birkaç tane çok iyi isim var. Üç sene evvele dönsem. Şu üç seneyi yaşamasak çok iyi genç ve iki üç sene A Takım tecrübesi olan çok iyi hocalar var. Ama işte geldiğimiz noktada o risk alınır alınmaz… Onu da değerlendiriyoruz.
 

TRANSFER: Attila, Altay, Serdar Dursun...

Serdar Dursun’u çok iyi bir fırsat olduğu için aldık. Hem forvet elden çıkaracağız hem de forvet alacağız. Bizim şu aşamada yüzde 70 hazır olduğunu düşündüğümüz bir takım var. 3-4 bilemedin 5 oyuncu alacağız. Bel kemiğimiz olan oyunculara reddedemeyeceğimiz bir teklif gelirse bakacağız. Szalai’ye beklenmedik bir ilgi var.

 

Attila için 20’nin altı konuşulmaz bile. Altay özel bir futbolcu. Özel bir kişilik. Tabii 30 gelirse bakarım ama özel bir karakter. Dolayısıyla o karakterde oyuncular bizde olmalı. Altay’a da çok ilgi var. Avrupa’da genç kaleci kıtlığı var biraz. Serdar Dursun fırsat transferidir. O an yaptın yaptın. Müthiş satranç oyunuyla, başka bir kulüple görüşürken biz devreye girdik. Yabancı bir kulüple görüşüyordu. Biz 3 hafta öncesinde bitirmiştik. 4 ayrı teklif de vardı. Onun da biraz kafası karıştı ama şunu söylemek istiyorum. Biz farklı bir yol izledik.

'Samatta'yı Türkiye’ye nasıl getiririz diye düşündüm'

Benim en büyük şaşırdığım olaylardan biri Samatta’ydı. Bana ilk sunulduğu zaman, “Böyle bir oyuncuyu Türkiye’ye nasıl getiririz?” diye düşündüm. İnsanların tepkilerini hatırlayın. Slimani’de de öyleydi. Slimani boş golcü mü? Bir şekilde tutmadı. Bizde forvet hattında bir gariplik var. Daha da enteresan bir şey var. Biz deplasmanda ve içerde rekor kırdık. Deplasmanda kazanan takım içerde neden dikiş tutturamadı? O forma içi boş çıksa 7 maçtan en az 2’sini alır. 1 maçı alsak şampiyonduk.
 

Rıdvan Dilmen sportif direktör olacak mı?

Rıdvan Dilmen benim arkadaşım. Dostum. O da kendi alanında bir mücadele veriyor. Oralarında temizlenmesi lazım. Rıdvan, benim çok saygı duyduğum bir mücadeleyi veriyor. Tek başına yapıyor bunu tıpkı Fenerbahçe gibi. Rıdvan, futbol aklıyla çok beğendiğim bir kişi. Bu kulübün kapısı ona her zaman açıktır. Ama o da alanında büyük bir marka. 

'Mesut'un şunu bilmesi lazım...'

Mesut’ta dakka bir gol bir beklemiyorduk. Oynadıkça hem yaptığı hareketler ve arkadaşlarıyla uyumu… Koşu mesafesinde büyük bir artış var. Mesut’un şunu bilmesi lazım; futbol tribünleri insafsızdır. Mesut Türkiye’ye dünyaya Mesut’un kim olduğunu göstermek için geldi. Kendisi fiziken hazır olduğu zaman zaten onun futbolda yaptığını yapabilen çok az insan var.
 

"Aziz Yıldırım buraya 20 sene hizmet etmiştir..."

Zamanlama ilginç. Ama Fenerbahçe’de 20 sene başkanlık yapmış biri her zaman konuşmalı. Konuşacak. Fenerbahçe TV’de konuşacak. Ben onunla çok temas kurmaya çalıştım. Ama karşılığını alamadım. Benim ona olan saygım kesinlikle değişmez. Aziz Yıldırım buraya 20 sene hizmet etmiştir. Artısı, eksisinden çok daha fazladır. Bizim cevaplamamız gereken görüşleri olursa tabii ki cevaplarız. Fenerbahçe TV orada olacak. Ben Fenerbahçe TV her zaman açık diyorum.
 

Senin için hazırladığımız haberler