"Aklımıza yatan hoca sezon sonu geliyor"

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, FB TV'de yayınlanan "Gündem Özel" programında açıklamalarda bulundu.

AJANSSPOR

Ali Koç, sarı-lacivertlilerin Alman futbolcusu Max Kruse'nin apandist ameliyatı olduğunu açıkladı.

Muslera'nın sakatlığına çok üzüldüklerini belirten Ali Koç, "Bugün Max Kruse beklenmedik şekilde saat 19'da ameliyata alındı. Apandista ameliyatı. Kendisine acil şifalar diliyorum. Dün ise sadece Galatasaraylıları değil tüm sporseverleri üzen bir hadise oldu. Muslera'ya ve Galatasaray camiasına çok çok geçmiş olsun diyorum. Muslera bizim Alex gibi her camia tarafından sevilen, saygı duyulan bir oyuncu. Örnek bir oyuncu. Çok üzüldük. Dün içimizi acıttı." dedi.

Fenerbahçe'nin kırmızı çizgisinin 3 Temmuz olduğunu vurgulayan başkan, "Fenerbahçe olarak bazı konulara açıklık getirmeye ihtiyaç durduk. Fenerbahçe'nin kırmızı çizgisi 3 Temmuz kumpasıdır. Bunu biz gündeme getirmedik. Spontane mi oldu yoksa planlı mıydı bunun tekrar gündeme gelmesi? Bunu söyleyen kişi TFF Başkanı. Bu kişi de kumpas sürecinde kulübü için mücadele etmiş biri. Bunu takip eden süreçte de medyada konu hafifletildi. Zamanlaması son derece manidar. Resmin bütünü görülmeden değerlendirme yapıldı." ifadelerini kullandı.

Nihat Özdemir'in açıklamalarının bir düzeltmesi olacağını düşündüğünü söyleyen Ali Koç sözlerine şu şekilde devam etti: "Nihat Bey'in açıklamalarını ilk anda izlememiştim. Yazılı deşifreyi okumakla konuyu videoda izlemek arasında fark var. Ben de 'Sabah ola hayrola' dedim. Bunun bir açıklaması vardır diye düşündüm. Sabah birkaç kez izledim. Olayın sandığımdan farklı olduğunu gördüm. Konu nasıl durup dururken buna geldi? 'Bir bekleyelim' dedim ardından. Bunun bir düzeltmesinin olacağını düşündük. Ertesi gün saat 17:00'ye kadar bekledik. Durup dururken arı kovanına çomak sokmak var. 3 Temmuz'da bizim arkadaşlarımızın özgürlüğü çalındı. Sportif ve mali açıdan rakiplerimizin fersah fersah önündeydik. Bu kadar öndeyken sonraki 9 yılda maddi ve manevi her türlü çileyi çektik. Bu böyle hafife alınacak bir konu değil. Bu kahpe örgüt en ihtişamlı olduğu dönemde bize saldırdı. 7'den 70'e Fenerbahçeliler geri adım atmadı. Neden bu kadar tepkiliyiz? Fenerbahçe için var olanlar adına bu konu kırmızı bir çizgidir. Dolayısıyla bekledik, sabrettik hem de bütün tepkilere rağmen."

Açıklamaların ardından Cuma akşamı tepki vermeye karar verdiklerini söyleyen Ali Koç, "Bu ortalığa söylenmiş bir açıklama. Reaksiyonumuzu verdik. Fenerbahçe, başkan ve yönetimini seçer. Yönetim ve başkanın sorumluluklarının başında ise kulübe sahip çıkmak gelir. Buna kayıtsız kalamazdık. Cuma akşamı reaksiyon vermeye karar verdik. 'Orada oldu, burada oldu ve Türkiye'de de oldu' diyor. 2010-2011 sezonu şampiyonluğunu herkes tescil etmiş. Bu ifadeleri bizim gibi anlamak normal. Doğalı bu. Fenerbahçe'nin kırmızı çizgisi için yıldız falı mı yapacağız? Seçtiği kelimelere baktığınızda enteresan bir şey çıkıyor." şeklinde konuştu.

Bu olaya kayıtsız kalınamayacağının altını çizen başkan, "Bu Ali Koç, Nihat Özdemir meselesi değil. Fenerbahçe meselesi. Kayıtsız kalan bu kutsal göreve layık değildir veya 3 Temmuz'un Fenerbahçe için ne anlama geldiğini bilmiyordur. Başkan vekilimiz Semih Özsoy çıkıp haklarımızı savunmak ve infial yaratan olayla ilgili düşüncelerimizi aktarmak zorunda kaldı. Normal hayata dönüşümüzün daha ilk haftasında sürtüşmeler başladı. Aynı gün bizleri hayret ettirecek bir açıklama girdi. Bir anlık öfkeyle çok çok kötü yazılmış bir açıklama girdi." dedi. (O AÇIKLAMAYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ)

3 Temmuz döneminde beraber mücadele etmiş yöneticilerin bu şekilde karşı karşıya gelmesine üzüldüğünü dile getiren Ali Koç, "Bu açıklamalar üzücü. Beceriksizlik ve aceleci. 'Konunun saptırılması asıl rezalettir' diyor. Çok fazla insan bu konuyu böyle kabullenmiş. 'Sportif başarısızlıklar...' dedi. Bu bir federasyon başkanı için zavallı bir söylem. Sosyal medyayı bizden çok daha fazla ciddiye alıyorlar. Pek çok insanı bu sebeple işten çıkaran zihniyet. Ben de gece bu konuyla ilgili düşüncelerimi paylaştım. Ben tekrar teşekkür ediyorum. Bizim kenetlenmizi sağladığı için ve kalbinin içindekileri daha net görmemizi sağladığı için teşekkür ediyorum. Kamuoyuna çıkarsak bunları tartışmayı isterim. Beraber mücadele etmiş yöneticilerin bu şekilde karşı karşıya gelmesi hoş bir şey değil. Bu konuyu kökünden bitirmek çok basitti. Sordum: '2010-2011 sezonu şampiyonu kimdir?' Çıkar Fenerbahçe derim ve tartışmalar biter. TFF ve UEFA tescillemiş Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu. Gidecek başka merci de yok. O günkü mücadelenizi inkar mı ediyorsunuz? Nedir burada niyet? İmkan yine kullanılmadı, soru cevaplanmadı. Bunun yerine gerilimi tırmandırmayı tercih etti." ifadelerini kullandı.

Kendilerini kimsenin aramadığını söyleyen Ali Koç, "Bizi kimse aramadı. Bu konu iki kişi arasında konuşulup halledilecek bir konu değil. Bunu düzeltmek 2 dakika iş. Burası bir şirket değil. Milyonlarca taraftarının olduğu bir kurum. 3 Temmuz kumpas sürecinde bu taraftar kulübü ayakta tuttu. Çıkıp açık açık sorulan soruya cevap verse bu konu kapanırdı. Selim (Soydan) ağabey, 'Nihat Özdemir'i harcamayın' demiş. Selim ağabey, Fenerbahçe'yi kimseye harcatmayız. Biz Nihat Bey'in iyi bir adam mı yoksa kötü bir adam mı olduğunu tartışmıyoruz." dedi.

Nihat Özdemir'in kendisine verilen fırsatları kullanmadığını vurgulayan başkan, "Vefa Bey birleştirici, yapıcı bir çağrıda bulunuyor. (VEFA KÜÇÜK'ÜN AÇIKLAMALARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ). Bir divan başkanına yakışan üslup. Burada çok önemli bir fırsat veriyor. Yanlışı düzeltmeyi talep ediyor... Ve Nihat Özdemir bu fırsatları kullanmamak istiyor. Konuyu daha fazla tırmandırmada bir sıkıntı görmüyor. Bu barışçıl sözlere bir mektup geliyor. (NİHAT ÖZDEMİR'İN MEKTUBUNU OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ). Bu mektup Vefa Bey'e ulaşır ulaşmaz basına da servis ediliyor. 2011 yılında Nihat Bey istifa etmeden evvel merdivenleri çıkarken haber kanallarında bunu görmüştük. Bu da bir iletişim tarzı. Ne kadar sabrettiysek, ne kadar geri dönüş fırsatı verildiyse de uzatılan el tutulmadı. Vefa Bey 1-2 gün bekliyor ve bu mektuba cevap veriyor. İşin enteresan tarafı, Vefa Bey cevap veriyor, siz bunu da basına verin diyor. Ama bunu basına vermiyorlar.  Soruyorum: 'İlk yazdığınız mektubu neden yayımladınız? Bu mektubu neden yayımlamadınız?' Anlayamadığımız bir husumet var. Son olarak da PFDK'ya sevk edildik. Bu TFF ile Fenerbahçe arasındaki bir konu değil. Vefa Bey'in mektubu tarihi bir cevaptır. Top çevirmeye gerek yok. Ben olsam Vefa Bey'e, '2010-2011 şampiyonu Fenerbahçe'dir' derim ve konuyu kapatırdım. Başka insanlar da durumdan vazife ediniyor." açıklamalarında bulundu.

Ali Koç, Nihat Özdemir'in Fenerbahçe'den ihracı hakkında sorulan soruya ise, 'Ben bu konuya cevap vermeyeceğim' dedi.

Nihat Özdemir'in de yaptığı açıklamalardan dolayı PFDK'ya sevk edilmesi gerektiğini söyleyen Ali Koç, "Ali Koç: "UEFA bir karar veriyor. Türkiye'deki bir takımla alakalı ertesi gün konu bu oluyor. UEFA ile ilgili bütün kulüplerin sıkıntısı var. Kimsenin başına bir şey gelmesin. Temmuz ayında da Fenerbahçe'nin çok kritik davaları var. Suya taşı atan biz değiliz. İş büyüyünce düzeltmek için bizi itibarsızlaştırmaya çalıştılar. TFF Disiplin Kurulu'nu ilgilendiren bir konu değil bu. Biz sevk ediliyorsak, Nihat Özdemir de sevk edilmeli. Ülkemizde kurullar da bağımsız değil. Bugünkü federasyon için söylemiyorum. Kim kimi yargılayacak? Biz PFDK'ya sevk edildik. O zaman Nihat Özdemir de sevk edilsin. Ben Ali Koç'u ya da Semih Özsoy'u değil, Fenerbahçe'yi savunuyorum. 11 gün sonra biz hala bunları konuşuyoruz. Söylenecek aslında çok şey var ama... Bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum." dedi.

TFF Başkanı'nın, ligdeki büyük kulüplerden biriyle husumet içinde olmasının sürdürülebilir olmayacağının altını çizen Ali Koç, "Fenerbahçe, Süper Lig'de devre arasında transfer izni verilmeyen tek kulüp oldu. Nihat Bey harcama limitleri konusunda beni arayıp 'Buradan haber sızdırılıyor' dedi. Nihat Bey bizim başarısızlığımızı resmi siteden söylüyor. Sadece bu sebeple disipline sevk edilmelidir. Çok üzücü... TFF Başkanı, Türkiye'deki en büyük kulüplerden biriyle husumet içinde. Bu sürdürülebilir bir durum değil." ifadelerini kullandı.

Amatör şubeler hakkında da konuşan Ali Koç, "Bu ortamı kadro yapmak kolay değil ama erkek ve kadın voleybolda yeni kadrolar yapıldı. Salgın sonrası lig nasıl olacak? Kadın basketbolda hocamızı tuttuk. Yüzde 35 daha az maliyetle. 5 branşımızın 3'ü iyi durumda. Cumhurbaşkanımızın başlattığı bana göre devrim niteliğinde olan stopaj konusu vardı. Futbolda harcadığımız paraların stopajı 7 gün içinde amatör branşlar için kulüplere veriliyordu. Bu sistemi ocak ayında yeniden yapılandırdılar. 6 ay geçti. Yeni yapılandırmayı bilmiyoruz. Önümüzdeki sezon bütçelerini yapıyor ama stopaj konusunu bilmiyoruz. Şirket takımlarıyla mücadele etmemiz çok daha zor." şeklinde konuştu.

En çok merak edilen konulşarın başında gelen, Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Zeljko Obradovic'in son durumuyla ilgili bilgiler de veren Koç, "Erkek basketbol ve Obradovic konusu... Obradovic şu an İstanbul'da. Yarın oturup konuşacağız. Obradovic burada istediği kadar kalabilir, demiştim. Fenerbahçe'nin basketbol bütçesinin 30 milyonlar olması mümkün değil. Bu yeni şartlar, hocamızın kabul edeceği şartlar ise biz onu tabii ki onun liderliğinde olmak istiyoruz. Bu şubemiz konumu itibariyle anahtar teslim şubedir. İstenen oyuncuları kendileri belirler. Hocamız geldiğinden beri en iyi kadroyu kurdunuz, dedi. Her sene mükemmel bir performans olacak diye bir şey yok. Teknik ekibin fazla fazla kredisi var. İnşallah bir orta yolu bulur, önümüzdeki sezon hep beraber mücadele ediyoruz." dedi.

Oyuncularına opsiyonlar sunduğunu belirten Ali Koç şunları söyledi: "2019-2020 Avrupa maçlarının tek ayak oynanması ve tarafsız bir sahada oynanması konuşuluyor. 2020-2021 sezonunun Avrupa kupaları play off maçlarının tek maç olması planlanıyor. Kurayla da ev sahibi belirlenecek. Futbol ekonomisini ciddi anlamda etkileyen formüller olacak. Şu an bir garanti durum yok ama alıştığımız formattan farklı olacak. Belki bugün Şampiyonlar Ligi 4'lü ya da 8'li olacak. İnşallah ülkemizde olur.

Oturduk çalıştık. Geçen hafta gittik, oyunculara sunduk. Bu işin 2019-2020 bir de 2020-2021 ayağı var. Geçen hafta oyuncularımıza iki opsiyon sunduk.

Birinci opsiyon şöyle:

Yıllık gelirler üzerinden %15 indirim.

Mart, Nisan ve Mayıs garanti ücretlerin oynandıkça yarısı ödenecek.

Maç başları oynandıkça yarısı ödenecek.

2019-2020 sezonuna düşen imza paralarının %85'i ödenecek.

İkinci opsiyon ise şu şekilde:

%15 indirimi kabul etmeyen futbolcular için,

*Tercihen dünya çapında ilk 4 sıradaki denetim kuruluşlarından birisiyle anlaşma yapılacak.

*Yapılan anlaşma ile sezon kapandıktan sonra denetim raporu istenecek.

*Hazırlanacak deneyim raporundaki kulübün kayıpları net bir şekilde hesaplanacak.

*Kulübün mücbir sebep nedeniyle uğradığı kayıpların kulübün gelirlerine oranı maaşlarına aynı oranda kesinti olacak şekilde yansıtılacak.

Teknik direktör konusunda da bilgiler veren başkan, "Yayıncı kuruluş tarafından hala ödemeler yapılmıyor. TFF, yayıncı kuruluşla görüşüyor. Eski maaşlar ve kontratlar olmayacak. Enteresan transfer hamlelerimiz var. 2-3 tane direkt kadroda oynayabilecek isme odaklanıyoruz. Biz de Fenerbahçe olarak en iyisini yapmak için çalışıyoruz. Salgın sürecinde hoca konusu gündeme geldi, tenkit edenler oldu. Biz gerek yabancı gerekse de yerli hocalar üzerinde çalıştık. Bir hocayı çok arzuladık. EURO 2020'nin ertelenmesi sebebiyle sonuçlandıracağımız görüşmeleri sonlandırmak zorunda kaldık. Geldiğimiz noktada aklımıza rahat hoca profili sezon sonuna kaldı. Hem altyapıda hem de üstyapıda planlamamız farklı. Gençlere de yatırım yapıyoruz. Tahir hocanın altyapı için iyi bir profil olduğunu düşünüyoruz. Bizim için yarın gece önemli. Zor bir rakiple önemli bir maçımız var. Bu maçın bu tarihte olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Normalde biz Trabzonspor'un Galatasaray maçından sonra oynayacaktık. Biz işimize bakıyoruz. Bu sezonun olmazsa olmazı Türkiye Kupası'nda finale kalacağımıza inanıyoruz. 3 kupanın 2'sini alma ihtimalimiz hala var. Fenerbahçeliler inanmaya devam etsin. El sıkışmak üzere oyuncular, kafamızdaki hoca... Gelecek bizim adımıza hayırlı olacak diye inanıyorum."

Beşiktaş ile tatlı bir rekabet yaratabileceklerini söyleyen Ali Koç, "Bankalar Birliği ile ilgili bir tek biz imza atamadık. Şu an bütün yayın gelirlerimiz, kombine ve bilet gelirlerimiz bankaya gidiyor. Bütçeyi 40-45 milyon Euro'ya kadar indirmemiz gerekiyor. Mali disiplin oturtabilmemiz gerekiyor. Bahis gelirlerinin legalleştirilmesi ve oradan alınacak vergilerin artırılması kulüplerin ihtiyaçlarına fırsat olabilir. Beşiktaş'a 'Bırakmam Seni' kampanyasında muvaffakiyet diliyorum. Bu gece 'Fener Ol' mesajlarınızı da bekliyoruz. Bakalım, tatlı bir rekabet yaratalım. Her ay 1 milyon kişi mesaj atsa en azından personel maaşlarını karşılamamıza fayda sağlar. Kartonet taraftarlarımız var. Hoş bir manzara. Oraya katılan taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Taraftarlarımıza her anlamda çok teşekkür ediyorum. Sayın Mustafa Cengiz'le kavga ediyoruz, olabilir ama sağlık her şeyden önemli. Kendisine acil şifalar diliyorum. En kısa zamanda aramızda olmasını diliyorum ki biraz daha sürtüşelim onunla. Onun gözünde dirayeti gördüm. Göreceksiniz en kısa zamanda herkesin beklentisinden daha çabuk bir şekilde aramızda olacak." ifadelerini kullandı.